Bizi Google+ üzerinde bulun
Güzel ve Dünyadaki Cennet denilen İsvec in gelişmiş silah endüstrisi, tam 40 (kırk) ülkeye silah satiyor olması "tüm dünyada barışın savunucusu" kimliğiyle şahane bir tezat oluşturmaktadır. Onlar yüzsüz olduğu kadar biz de önümüzü göremeyecek, bunları gündeme getiremeyecek kadar beceriksiziz değerli arkadaşlarım ayrıca 1935-1975 yillari arasinda "haydi genlerimizi temizleyelim" diyerek cogu kadin ve zihinsel ozurlu 60 bin insani sokak kopegi gibi zorla kisirlastirmis bir ulkedir, cennetin yeryuzundeki yansimasi İsvec işte budur.
Biraz İsveçten bahsedelim daha sonrada başkenti stockholme dönelim geçen blogda Norveç ve Oslodan bahsetmiştim hatırlarsanız burasıda komşu devlet ve aynı kültür,bilenlere sorduk derlerki iskandinavların en güzel Ülkesi ve şehridir Stockholm artık yorumlar siz değerli okuyucularından ama bana göre yaşadığım şehir Budapeşteyi ben tek geçerim zaten en fazla sayfa ve tanıtım oraya ayırdım,İskandinavya'nin ekonomi ve refah seviyesi bakimindan en gelismis ülkesi gelismis olmasi tarihinden (de) kaynaklanir. İsvec kralligi yüzyillarca norvec ve finlandiya'ya hakim olmustur.Evliya çelebi'nin gittiğini iddia ettiği ve seyahatnamesinde adı isfaç olarak geçen ülkedir burası ve hâlâ krallık mefhumunu başından atamamış olan ve demokrasisi ile delicesine övünen, ama sovyetler zamanında ortalıkta naziler ve ırkçılar cirit atabilirken faşist 'ulusal polis'lerin, aktif-pasif tüm komünistleri fişlemiş ve haklarını gaspetmiş olduğu ülke. Ayrıca tüm dünyaya ölüm* satan, büyük oranda da bu paraların sayesinde insanlarını savaşsız ve huzur içinde yaşatan ülke.
Tabi teknolojik gelişmelerine ve diğer şeylere söylütecek lafımız yok sokak lambası dünyada ilk bu Ülkede kullanılmış,
Bebek arabasıyla otobüse binenlerin para ödemek zorunda olmadığı ülke. para ödemek zorunda olmamalarının yanı sıra para ödememeleri de teşvik ediliyor.
Geçende ayna programının belfesilini izlerken aynı konu gündeme getirildi,
Nedeni ise arkadaşlar, seneler önce yaşanmış talihsiz bir olay. Yıllar evel bebek arabasıyla otobüse binen kadın cüzdanından para ya orada geçerli olan akbil gibi bir hadiseyi çıkartmaya çalışırken otobüse hareket ediyor ve bebek arabası ön kapıdan dışarı yuvarlanıyor. bebek de hayatını kaybediyor. isveç hükümeti ise o günden sonra bu ihtimali ortadan kaldırmak için bebek arabası ile otobüse binenler cüzdanla falan uğraşmasın diye ücretsiz yapıyor. ister istemez böyle bir olay türkiye'de olsa nasıl olurdu diye düşünmeden de edemedim. bebeğe öldüğü için iett dava falan bile açabilirdi herhalde.
Ayrıca ilginç gelebilecek bir kaç not ekliyelim,
İsvec'te arabanin kontakini cevirdiginizde farlar otomatik olarak acilir, buna kontak baski deniyor olabilir.
isvecin baskenti stockholm'da ise birbirine koprulerle bagli birkac ada bulunmaktadir, buralara yuruyerek gezebilir, old city denen (?) ada en kralidir, muzik dukkanlari ve parlamento binasi burada bulunur.
Stockholm ayni zamanda soldan saga ve yukaridan asagiya yuruyerek gezilebilecek kadar kucuktur.
Avrupa birligine girmekteki amaci "avrupa'yi da bizim refah seviyemize ulastiralim" olan, monopolistik sayilabilecek bir ekonomi yapisina sahip ulke. devletin destekledigi belli basli yedi aile ulkenin ekonomisinin bel kemigini olusturuyor. ericsson da bu ailelerden biri olma ozelligine sahip.Hatırlarsanız cep telefonları en çok tutulandı bir zamanlar oda tarihe karıştı artık,
İsvec, tabiri caizse, cennetin dunya uzerine yansimasidir sanki, ekonomik, sosyal ve kulturel acidan doyma noktasina ulasmis, derdin tasanin kederin olmadigi bir ulkedir. genetik olarak bu insanlari diger insanlardan ayiran cok belirgin ozellikler vardir...yuz hatlarindaki simetri guzellikleriyle dogru orantilidir...oranti sabiti: 1.7dir. danimarkalilar kadar olmasa da icmeyi cok severler, halkimiz arasinda oldukca sik kullanilan"icelim de guzelleselim" lafi isveclilere duyulan ilgiden ve hayranliktan kaynaklanmaktadir....
Diger avrupa ulkelerine kiyaslaninca biz Türklere kismen daha az onyargi ile yaklasilan, sosyal guvenlik sistemi oldukca ust seviyede olan ferah Avrupa Ülkesi.
Yesillere serilip yatmayi seven bir halkin ulkesi oldugundan isvec'te parklarin ve trafik isaretlerinin coklugu dikkat ceker (dortlu kavsaklarda tam 16 tane isik bulumaktadir). trafik son derece duzenlidir, yaya gecitlerine adim attiginizda herkes durur, ayrica en yirtik gencler bile trafik kurallarini ihlal etmekten kacinirlar cunku inanilmaz cezalar uygulanmaktadir. partilerde sofor olan gencler kesinlikle bir damla icki icmemektedirler, cunku bir damla bile ickili araba kullanmanin cezasi hapis ve trafikten mendir.
isvec'te sehir suyu oldukca temizdir ve insanlar tuvaletlerden de su icerler. amma ve lakin bizim milletimiz icin cok onemli bir icat olan taharet muslugu ne yazik ki burada bulunmamaktadir.
Şehirlerde bircok noktayi biribirine baglayan genis metro + otobus + tren sebekesi ile ulasimi kolay olan bu ulkede hemen her durakta yada metro istasyonunda bir sonraki aracin kac dakika sonra gelecegini gosteren gps ile calisan isikli tabelalar yada zaman cizelgeleri mevcuttur ve araclar dakikasi dakikasina bu cizelgelere uygun gelirler. turkiye’de yarim saat otobus beklemek koymazken burada 7 dakika bekleyeceginizi gordugunuzde isyan edebilirsiniz.
sakin, belli zamanlarda (kisin) icine kapanik bile sayilabilecek sevimli insanlardan olusan isvec'te halkin ilginc aliskanliklari da bulumaktadir. soyle ki christmas gunu her sene tum halk saat tam 15:00'da televizyon karsisina gecip donald duck izlemektedir; her sene ayni bolumler yayinlanmasina ragmen saat 16:00'a kadar sokaklar bostur.
Hemen hemen tum avrupa ulkelerinde toplumun en alt tabakasinda yer alan ve genel olarak yuksek ogrenim gormemis, entegre olmasi zor ve kuraldisi sayilacak faaliyetlere de egilimli olan Türk gocmenlerinin yarattigi onyarginin isvec'te de gecerli oldugunu soylemek mumkundur. her ne kadar diger avrupa ulkelerine kiyasla tepki daha icerden verilse de (ki kara kafa diye adlandirilmaktadir gocmenlerimiz) genel onyargi mevcuttur; buradaki insanimizin durumuna baktigimda bu onyarginin olusmasinin dogal oldugunu ama gelinen noktadan sonra silinmesinin de mumkun olabilecegini soylemek mumkundur.
Genel olarak soguk insanlarin soguk diyari olarak adledilen isvec, avrupa'nin en guzel baskentlerinden birine sahip kendi halinde, icli, zararsiz, tepkisiz, yegane eglencesi diger iskandinav ulkeleri ile kendi halinde rekabet etmek olan, guzel insanlarin yasadigi duzenli ulkedir.
İsveç, meclis sistemine sahip, meşruti monarşi ile yönetilen bir ülkedir. Ekonomi bakımından gelişmiş bir ülke olan İsveç, The Economist'in Demokrasi İndeksi'ne göre birinci sırada olup, Birleşmiş Milletler'in İnsani Gelişme Endeksi'ne göre de yedinci sıradadır. Ülke bunun yanında 1 Ocak 1995 tarihinden beri bir Avrupa Birliği ülkesidir.
İsveç, Ortaçağ'dan beri bağımsız ve tek bir ülkedir. Modern merkezi yönetim ise ilk defa16. yüzyılda Gustav Vasa'nın kral oluşuyla başladı. 17. yüzyılda ülke İsveç İmparatorluğu'nu kurmak adına genişletildi. Ancak İskandinavya dışında fethedilen yerlerin büyük bir kısmı 18. ve 19. yüzyıllarda kaybedildi. İsveç'in bugün Finlandiya'da kalan doğu yarısı 1809'da Rusya tarafından ele geçirildi. İsveç'in yer aldığı son savaş ise 1814 yılında gerçekleşti. Bu savaş, İsveç'in, komşusu Norveç'i tek bir ülke altında birleştirmeye zorlamasıyla baş gösterdi. Kurulan birlik 1905 yılına kadar sürdü. 1814'ten beri İsveç, barış politikası izlemekte ve savaşa dayanmayan bir dış ilişkiler siyaseti gözetmekte, çıkan çoğu savaşta tarafsız kalmaktadır.
Etimoloji [değiştir]
Aspa, Södermanland'daki bu dikilitaş, İsveç'i (suiþiuþu) ifade eden en eski yerel kaynak olup 11. yüzyıla kadar uzanmaktadır.
İsveçli (Swede) ve dolayısıyla İsveç adının (Sweden) Proto-Cermence birinin sahip olduğu anlamına gelen Swihoniz kökünden geldiğini öne sürenler varsa da bu yaygın olarak desteklenmeyen bir görüştür
İsveççe Hint-Avrupa dil grubunun, Cermen dil ailesinin Kuzey Cermen koluna aitmiş. Diğer İskandinav dillerinden Norveççe ile en çok, Danca ile biraz daha az derecede karşılıklı anlaşılabilecek şekilde yakınlık teşkil eder diyorlar. İzlandaca ile ise daha az benzerdir.
Modern İsveççe, 19. yüzyılda İskandinav dillerinden ayrılmış ve 20. yüzyılda ayrı bir dil olarak kabul edilecek duruma gelmiştir. Bugün, İsveççe bilenlerin %99'u aynı dili konuşur ve yazarlar. Yerel yönetimlerce desteklenmelerine rağmen, farklı şiveler gitgide yok olmaktadır.
Aynı günümüzdeki Türkiye gibi ama ben ege şivesine bayılırım oda ayrı,memleketimin her yeri her şivesi güzeldir,
İsveççe konuşulan bölgeler
İsveççe İsveç'te 8 milyon İsveçli'nin anadili, 1 milyon göçmenin ikinci dili olmak üzere, bu ülkede yaşayan 9 milyon insan tarafından konuşuluyormuş. Finlandiya nüfusunun %5,5'inin (290 000 kişi) ana dili İsveççe olduğu söylenmekte. Finlandiya'da ana dili Fince olan kişiler arasında da ikinci veya üçüncü dil olarak konuşulur. Estonya nüfusunun % 2'si (26 000 kişi) İsveççe konuşuyormuş. İstatistiklere göre dünyada ABD'de yerleşik 67 000, diğer ülkelere göç etmiş 200 000 dolayında İsveçli de dahil olmak üzere toplam 9,6 milyon insan İsveççe bilmektedir.Yani 10 milyon bile değil şimdi İstanbulu düşünelim 16 milyon nufusa bakınca sanki bir süre sonra kaybolup gidecek gibi koruma altına almak lazım bunları diyesim geliyor,
Haydi birkaçta örnek verelim madem dil olayına girdik,
Birkaö İsveççe kelime ve Türkçe karşılıkları
Hej [hɛj] - merhaba
Ja [jɑː] - Evet
Nej [nɛj] - hayır
Tack [takː] - Teşekkürler
Jag [jɑːg] -Ben
Hur mår ni? [hʉːr moːr niː] - Nasılsınız?
Du [dʉː] - Sen
Den [dɛn] - O
Sverige ['svɛrɪjɛ/'svɛr.jɛ] - İsveç
Svenska ['svɛn.ska] - İsveççe
Turkiska ['tɵrk.iska] - Türkçe
Turkiet [tɵrk'iːɛt] - Türkiye
Adjö [a'jøː] - Hoşçakal (bu çok eski bi kullanım olup yaşlılar arasında daha yaygındır)
hej då [hɛj 'do:]- Hoşçakal (daha yaygın bir kullanım)
Mamma ['mamːa] - Anne
Pappa ['papːa] - Baba
Son [soːn] - Erkek evlat
Dotter ['dɔtːɛr] - Kız evlat
Bok [buːk] - Kitap
Skola ['skuːla] - Okul
Blyertspenna ['blyːɛʈʂ'pɛnːa] - Kalem
Böcker ['bœkːɛr] - kitaplar
Güzel ve Dünyadaki Cennet denilen İsvec in gelişmiş silah endüstrisi, tam 40 (kırk) ülkeye silah satiyor olması "tüm dünyada barışın savunucusu" kimliğiyle şahane bir tezat oluşturmaktadır. Onlar yüzsüz olduğu kadar biz de önümüzü göremeyecek, bunları gündeme getiremeyecek kadar beceriksiziz değerli arkadaşlarım ayrıca 1935-1975 yillari arasinda "haydi genlerimizi temizleyelim" diyerek cogu kadin ve zihinsel ozurlu 60 bin insani sokak kopegi gibi zorla kisirlastirmis bir ulkedir, cennetin yeryuzundeki yansimasi İsvec işte budur.
Biraz İsveçten bahsedelim daha sonrada başkenti stockholme dönelim geçen blogda Norveç ve Oslodan bahsetmiştim hatırlarsanız burasıda komşu devlet ve aynı kültür,bilenlere sorduk derlerki iskandinavların en güzel Ülkesi ve şehridir Stockholm artık yorumlar siz değerli okuyucularından ama bana göre yaşadığım şehir Budapeşteyi ben tek geçerim zaten en fazla sayfa ve tanıtım oraya ayırdım,İskandinavya'nin ekonomi ve refah seviyesi bakimindan en gelismis ülkesi gelismis olmasi tarihinden (de) kaynaklanir. İsvec kralligi yüzyillarca norvec ve finlandiya'ya hakim olmustur.Evliya çelebi'nin gittiğini iddia ettiği ve seyahatnamesinde adı isfaç olarak geçen ülkedir burası ve hâlâ krallık mefhumunu başından atamamış olan ve demokrasisi ile delicesine övünen, ama sovyetler zamanında ortalıkta naziler ve ırkçılar cirit atabilirken faşist 'ulusal polis'lerin, aktif-pasif tüm komünistleri fişlemiş ve haklarını gaspetmiş olduğu ülke. Ayrıca tüm dünyaya ölüm* satan, büyük oranda da bu paraların sayesinde insanlarını savaşsız ve huzur içinde yaşatan ülke.
Tabi teknolojik gelişmelerine ve diğer şeylere söylütecek lafımız yok sokak lambası dünyada ilk bu Ülkede kullanılmış,
Bebek arabasıyla otobüse binenlerin para ödemek zorunda olmadığı ülke. para ödemek zorunda olmamalarının yanı sıra para ödememeleri de teşvik ediliyor.
Geçende ayna programının belfesilini izlerken aynı konu gündeme getirildi,
Nedeni ise arkadaşlar, seneler önce yaşanmış talihsiz bir olay. Yıllar evel bebek arabasıyla otobüse binen kadın cüzdanından para ya orada geçerli olan akbil gibi bir hadiseyi çıkartmaya çalışırken otobüse hareket ediyor ve bebek arabası ön kapıdan dışarı yuvarlanıyor. bebek de hayatını kaybediyor. isveç hükümeti ise o günden sonra bu ihtimali ortadan kaldırmak için bebek arabası ile otobüse binenler cüzdanla falan uğraşmasın diye ücretsiz yapıyor. ister istemez böyle bir olay türkiye'de olsa nasıl olurdu diye düşünmeden de edemedim. bebeğe öldüğü için iett dava falan bile açabilirdi herhalde.
Ayrıca ilginç gelebilecek bir kaç not ekliyelim,
İsvec'te arabanin kontakini cevirdiginizde farlar otomatik olarak acilir, buna kontak baski deniyor olabilir.
isvecin baskenti stockholm'da ise birbirine koprulerle bagli birkac ada bulunmaktadir, buralara yuruyerek gezebilir, old city denen (?) ada en kralidir, muzik dukkanlari ve parlamento binasi burada bulunur.
Stockholm ayni zamanda soldan saga ve yukaridan asagiya yuruyerek gezilebilecek kadar kucuktur.
Avrupa birligine girmekteki amaci "avrupa'yi da bizim refah seviyemize ulastiralim" olan, monopolistik sayilabilecek bir ekonomi yapisina sahip ulke. devletin destekledigi belli basli yedi aile ulkenin ekonomisinin bel kemigini olusturuyor. ericsson da bu ailelerden biri olma ozelligine sahip.Hatırlarsanız cep telefonları en çok tutulandı bir zamanlar oda tarihe karıştı artık,
İsvec, tabiri caizse, cennetin dunya uzerine yansimasidir sanki, ekonomik, sosyal ve kulturel acidan doyma noktasina ulasmis, derdin tasanin kederin olmadigi bir ulkedir. genetik olarak bu insanlari diger insanlardan ayiran cok belirgin ozellikler vardir...yuz hatlarindaki simetri guzellikleriyle dogru orantilidir...oranti sabiti: 1.7dir. danimarkalilar kadar olmasa da icmeyi cok severler, halkimiz arasinda oldukca sik kullanilan"icelim de guzelleselim" lafi isveclilere duyulan ilgiden ve hayranliktan kaynaklanmaktadir....
Diger avrupa ulkelerine kiyaslaninca biz Türklere kismen daha az onyargi ile yaklasilan, sosyal guvenlik sistemi oldukca ust seviyede olan ferah Avrupa Ülkesi.
Yesillere serilip yatmayi seven bir halkin ulkesi oldugundan isvec'te parklarin ve trafik isaretlerinin coklugu dikkat ceker (dortlu kavsaklarda tam 16 tane isik bulumaktadir). trafik son derece duzenlidir, yaya gecitlerine adim attiginizda herkes durur, ayrica en yirtik gencler bile trafik kurallarini ihlal etmekten kacinirlar cunku inanilmaz cezalar uygulanmaktadir. partilerde sofor olan gencler kesinlikle bir damla icki icmemektedirler, cunku bir damla bile ickili araba kullanmanin cezasi hapis ve trafikten mendir.
isvec'te sehir suyu oldukca temizdir ve insanlar tuvaletlerden de su icerler. amma ve lakin bizim milletimiz icin cok onemli bir icat olan taharet muslugu ne yazik ki burada bulunmamaktadir.
Şehirlerde bircok noktayi biribirine baglayan genis metro + otobus + tren sebekesi ile ulasimi kolay olan bu ulkede hemen her durakta yada metro istasyonunda bir sonraki aracin kac dakika sonra gelecegini gosteren gps ile calisan isikli tabelalar yada zaman cizelgeleri mevcuttur ve araclar dakikasi dakikasina bu cizelgelere uygun gelirler. turkiye’de yarim saat otobus beklemek koymazken burada 7 dakika bekleyeceginizi gordugunuzde isyan edebilirsiniz.
sakin, belli zamanlarda (kisin) icine kapanik bile sayilabilecek sevimli insanlardan olusan isvec'te halkin ilginc aliskanliklari da bulumaktadir. soyle ki christmas gunu her sene tum halk saat tam 15:00'da televizyon karsisina gecip donald duck izlemektedir; her sene ayni bolumler yayinlanmasina ragmen saat 16:00'a kadar sokaklar bostur.
Hemen hemen tum avrupa ulkelerinde toplumun en alt tabakasinda yer alan ve genel olarak yuksek ogrenim gormemis, entegre olmasi zor ve kuraldisi sayilacak faaliyetlere de egilimli olan Türk gocmenlerinin yarattigi onyarginin isvec'te de gecerli oldugunu soylemek mumkundur. her ne kadar diger avrupa ulkelerine kiyasla tepki daha icerden verilse de (ki kara kafa diye adlandirilmaktadir gocmenlerimiz) genel onyargi mevcuttur; buradaki insanimizin durumuna baktigimda bu onyarginin olusmasinin dogal oldugunu ama gelinen noktadan sonra silinmesinin de mumkun olabilecegini soylemek mumkundur.
Genel olarak soguk insanlarin soguk diyari olarak adledilen isvec, avrupa'nin en guzel baskentlerinden birine sahip kendi halinde, icli, zararsiz, tepkisiz, yegane eglencesi diger iskandinav ulkeleri ile kendi halinde rekabet etmek olan, guzel insanlarin yasadigi duzenli ulkedir.
İsveç, meclis sistemine sahip, meşruti monarşi ile yönetilen bir ülkedir. Ekonomi bakımından gelişmiş bir ülke olan İsveç, The Economist'in Demokrasi İndeksi'ne göre birinci sırada olup, Birleşmiş Milletler'in İnsani Gelişme Endeksi'ne göre de yedinci sıradadır. Ülke bunun yanında 1 Ocak 1995 tarihinden beri bir Avrupa Birliği ülkesidir.
İsveç, Ortaçağ'dan beri bağımsız ve tek bir ülkedir. Modern merkezi yönetim ise ilk defa16. yüzyılda Gustav Vasa'nın kral oluşuyla başladı. 17. yüzyılda ülke İsveç İmparatorluğu'nu kurmak adına genişletildi. Ancak İskandinavya dışında fethedilen yerlerin büyük bir kısmı 18. ve 19. yüzyıllarda kaybedildi. İsveç'in bugün Finlandiya'da kalan doğu yarısı 1809'da Rusya tarafından ele geçirildi. İsveç'in yer aldığı son savaş ise 1814 yılında gerçekleşti. Bu savaş, İsveç'in, komşusu Norveç'i tek bir ülke altında birleştirmeye zorlamasıyla baş gösterdi. Kurulan birlik 1905 yılına kadar sürdü. 1814'ten beri İsveç, barış politikası izlemekte ve savaşa dayanmayan bir dış ilişkiler siyaseti gözetmekte, çıkan çoğu savaşta tarafsız kalmaktadır.
Etimoloji [değiştir]
Aspa, Södermanland'daki bu dikilitaş, İsveç'i (suiþiuþu) ifade eden en eski yerel kaynak olup 11. yüzyıla kadar uzanmaktadır.
İsveç ismi Eski İngilizce'de yer alan ve şalgamcılar anlamına gelen Sweoðeod sözcüğünden türetilmiştir. (Eski Nors dili Svíþjóð, Latince Suetidi) Bu sözcük de Sweon/Sweonas sözcüklerinden türemiştir. (Eski Nors dili Sviar, Latince Suiones) İsveç isminin İsveççe karşılığı olan Sverige aslen Götaland'daki Gotlar dışında "İsveçlilerin Ülkesi" anlamını taşımaktadır.
Sweden adının değişik yazımları birçok diğer ülkede İsveç adının karşılığı olarak kullanılmaktadır. Danca ve Norveççe'de İsveç'teki gibi Sverige adı kullanılır. Fin-Ugor dillerinde bu kalıplardan farklı bir isim kullanılır: İsveç'in Fincedeki karşılığı Ruotsi, Estonca'daki karşılığı ise Rootsi şeklindedir. Bu farkın Uppland — Roslagen bölgelerinde yaşayan Ruslar'dan kaynaklandığı sanılmaktadır.
İsveçli (Swede) ve dolayısıyla İsveç adının (Sweden) Proto-Cermence birinin sahip olduğu anlamına gelen Swihoniz kökünden geldiğini öne sürenler varsa da bu yaygın olarak desteklenmeyen bir görüştür
Arkadaşlar merak ettik burada hangi dil konuşuluyor diye öncelikle ingilizce ana dil gibi herkes bu dili şakır şakır konuşuyor tabi orjinal dil İsveççe İsveç ve Finlandiya'nın güney ve batı sahillerinde 9 milyonu aşkın kişi tarafından konuşulan, bir İskandinav diliymiş,
Modern İsveççe, 19. yüzyılda İskandinav dillerinden ayrılmış ve 20. yüzyılda ayrı bir dil olarak kabul edilecek duruma gelmiştir. Bugün, İsveççe bilenlerin %99'u aynı dili konuşur ve yazarlar. Yerel yönetimlerce desteklenmelerine rağmen, farklı şiveler gitgide yok olmaktadır.
Aynı günümüzdeki Türkiye gibi ama ben ege şivesine bayılırım oda ayrı,memleketimin her yeri her şivesi güzeldir,
İsveççe konuşulan bölgeler
İsveççe İsveç'te 8 milyon İsveçli'nin anadili, 1 milyon göçmenin ikinci dili olmak üzere, bu ülkede yaşayan 9 milyon insan tarafından konuşuluyormuş. Finlandiya nüfusunun %5,5'inin (290 000 kişi) ana dili İsveççe olduğu söylenmekte. Finlandiya'da ana dili Fince olan kişiler arasında da ikinci veya üçüncü dil olarak konuşulur. Estonya nüfusunun % 2'si (26 000 kişi) İsveççe konuşuyormuş. İstatistiklere göre dünyada ABD'de yerleşik 67 000, diğer ülkelere göç etmiş 200 000 dolayında İsveçli de dahil olmak üzere toplam 9,6 milyon insan İsveççe bilmektedir.Yani 10 milyon bile değil şimdi İstanbulu düşünelim 16 milyon nufusa bakınca sanki bir süre sonra kaybolup gidecek gibi koruma altına almak lazım bunları diyesim geliyor,
Haydi birkaçta örnek verelim madem dil olayına girdik,
Birkaö İsveççe kelime ve Türkçe karşılıkları
Hej [hɛj] - merhaba
Ja [jɑː] - Evet
Nej [nɛj] - hayır
Tack [takː] - Teşekkürler
Jag [jɑːg] -Ben
Hur mår ni? [hʉːr moːr niː] - Nasılsınız?
Du [dʉː] - Sen
Den [dɛn] - O
Sverige ['svɛrɪjɛ/'svɛr.jɛ] - İsveç
Svenska ['svɛn.ska] - İsveççe
Turkiska ['tɵrk.iska] - Türkçe
Turkiet [tɵrk'iːɛt] - Türkiye
Adjö [a'jøː] - Hoşçakal (bu çok eski bi kullanım olup yaşlılar arasında daha yaygındır)
hej då [hɛj 'do:]- Hoşçakal (daha yaygın bir kullanım)
Mamma ['mamːa] - Anne
Pappa ['papːa] - Baba
Son [soːn] - Erkek evlat
Dotter ['dɔtːɛr] - Kız evlat
Bok [buːk] - Kitap
Skola ['skuːla] - Okul
Blyertspenna ['blyːɛʈʂ'pɛnːa] - Kalem
Böcker ['bœkːɛr] - kitaplar
